Sunday, July 24, 2016

yine mini kos gezisi

yine aynı tekne, yine aynı otel, yine aynı cafeler ve restaurant, yine güzel yemekler :) 
ek olarak; bir gün bisiklet kiraladık ve bol bol pedalladık. yolun bittiği yerde bir plajda soluklandık. dönüşte bir yol tavernasında bir şeyler atıştırdık. 


sıcaktan kavrulurken :(

bir diğer gün ise araba kiraladık. bu defa merkezden adanın diğer ucuna, kefalos'a gittik. agios stefanos'a vardık. yolda olmak güzeldi. akşam dönüşte zia'ya uğradık. burada yeni bir cafe daha keşfettik. 


mini mini arabamız


zia'dan manzara


kos kapı komşu oldu denilebilir. adalılar bize benziyor. özellikle micro cafe'nin sahibinin hayranıyız. bir de son gün ev yemekleri yapan bir restaurant'ta yemek yedik. sarma, cacık, yahni ve musakka oldukça tanıdık ve lezzetliydi. bizimle ilgilenen restaurant sahibi ise inanılmaz ilginç bir karakterdi.


gizli cafemiz


kefalos'ta agios stefanos


aşağıdaki iki foto zia dönüşünde keşfettiğimiz diğer gizli cafemiz. barış burada duble greek coffee'nin (yani bizim türk kahvesi :) yanında gelen bisküviye dikkat çekiyor. bandellini...


kadıköy belediyesi kitap günleri


taaa 4 haziran tarihinde haydarpaşa :)

Sunday, July 17, 2016

bir dönem çok okuduğum bir yazardan

bir ilaçtan beklentimiz bedenimize ya da duyularımıza etki ederek fiziksel ve ruhsal sağlığımızı olumlu yönde değiştirmesidir. bununla birlikte, ilaç tanımlamasına uygun gördüğümüz maddelerin listesi oldukça sınırlı görünüyor. kavramı genişletmeliyiz! örneğin, doğanın güzelliğini ve gücünü hatırlatıp bizi sakinleştiren bir caspar david friedrich tablosu, mütevazı ama iştah açıcı dokusuyla bolluk hissi veren ve kaygılarımızı yatıştıran emmental peyniri ya da içimizde başkalarına karşı şevkat duygusunu uyandıran mozart’ın bir aryası: soave sia il vento…” 

alain de botton

çok klişe belki

ama her şey ellerimizden kayıp gidiyor. geleceğimiz, geçmişimiz, umutlarımız, hayallerimiz, yaşama sevincimiz. oysa ben buraya baharı gümüşlük'te geçirdiğimi, kos yolculuğumuzu, balkonumuzdaki bitkilerimizi ve belki gelecek planlarımızı yazacaktım. yeni duyduğum bir şarkıyı, bir bitkinin filizlenmesini, uzun yürüyüşlerimizi, okuduğum kitaptan bir paragrafı, hayat direncimi. şimdi anlatabileceklerimi zaten televizyondan, internetten, gazetelerden görmüşsünüzdür. umutsuzluğa kapılıyorum ama barış'ın da yardımıyla direniyorum. ne kadar hırpalansam da geri adıma düşmemeye çalışıyorum. ben yine bana iyi gelen şeyleri yazmaya devam edeceğim. bana mutluluk veren en en hamit.